‘Babamın öldürülmesinin üzerinden be- yıl geçmişti. Turan Dursun, bir baba, e- olmaktan çıkm--, topluma, toplumlara ait olmu-tu. Yolumuza devam etmeliydik. Onun, 56 yıll-k ömründe ürettişi eserlerini kamuoyuna ula-t-rmak zorundaydık. Aradan geçen yıllar içerisinde bunun önemli ölçüde başar-ldı--n- görmek, kuşkusuz ki, bizi oldukça mutlu etti. Onca eser kitap haline getirildi; on binlerce, yüz binlerce okur buldu.

Bu arada kitaplarının Basımın- üstlenen Kaynak Yayınları da bu kitapların Basım- nedeniyle büyük tehlikeleri göze aldı. Yayınevi gerici güçlerin saldır-s-na u-radı; yılmadılar. Yollarına devam ettiler.

öldürülmesinin üzerinden 1900 gün geçmesine rağmen babamın katlinin üzerindeki esrar perdesi kaldır-lmam--, cinayet çözülememişti. Cinayet çözülemedişi ya da çözülmek istenmedişi gibi, vuruldu-u gün evinden ‘ınalınan say-s-z çalışma ve özel e-yas- da , yazıl- ve sözlü tüm başvurularım-za kar--n iade edilmemişti. Bu nedenle de, babam bizim gözümüzde ikinci kez öldürülmü-tü ne yazık ki!..

Turan Dursun kimdiş Bilim adam-, Aydınlanmac- kimlişinin dışında nas-l biriydiş Nas-l bir e-... Nas-l bir arkada-... Nas-l bir baba... Onun doğa sevgisini, onun insan sevgisini yaşadı-- topluma anlatmak ve gelecek ku-aklara aktarmak bir borçtu, bir görevdi. Bu görevi, onunla otuz yılı birlikte geçirmiş olan benim yerine getirmem gerekiyordu.’

Abit Dursun böyle anlat-yor kitabın öyküsünü. Kitapta, Turan Dursun’un kendi kaleminden yaşamöyküsünü, yazıların-, iki şiirini ve mektupların-; ölümünden sonraki günlerde hakkında yazılanları da bulacaksınız.