Tarihsel olan- bütün kat-l---, çişlişiyle roman diş- niteliklerini göze bat-r-c- biçimde roman olaylarının içine koymaya özen gösterdim. Roman yap-s-ndaki dü-sel olaylar; yo-un, ac-l-, duygu dokusu içinde gelişirken, kaynayan suya at-lm-- buz kalıpları gibi somut tarihsel olaylar bitince roman yine kendi çizgisi içine döner. Tek Kişilik ölüm’de; tarihsel an’larda, o an’ları kapsayan süreçlerdeki y-k-l--lara neden olan kişisel yanl--ların saptan-p yansıt-lmas-yla, özellikle 1940’dan sonraki TKP tarihinin önemli kesitleri ‘ınalınarak bir tür ele-tirel -ema çıkar-lmıştır. Tarihte kaç-r-lm-- f-rsatların getirdişi zarar kolay giderilemiyor. Hele ders ‘ınalınmas- bilinmemiş de, kay-plar üstüste binmişse... Değerlendiremedişimiz f-rsatların ac-sını, o günleri yaşayarak çekmiş birileri olarak bize dü-en; neleri, nas-l kaçırdı--m-z- açık seçik ortaya koyup içtenlikle sergilemektir. Geçmişi cicili boyalarla süsleyip yeni ku-aklara gözBaşcıl-k etmek devrime de, demokratik gelişmeye de zarardan başka bir -ey sa-lamaz. Tüm çabam, u-ra--m bu temel inanc-na dayanır. Bu inanc-n ürünüdür Tek Kişilik ölüm...
Komünist
Vedat Türkali, seksen üç yıll-k yaşamından bir kesiti anlat-yor “Komünist’te: Nas-l bir aile ortamında, nas-l bir çevrede büyüdü-ünü; neler okuyup, kimlerden etkilendişini; sosyalist dü-ünceyle ilk kez nas-l tan--t---n-, ilk örgütsel ilişkilerini... Y’ınalın bir dille, hiçbir kurgu kayg-s- ta--madan, gerçek isimler ve olaylarla...”
”-efik Hüsnü’ye son gidişimde, Kapal-çar--’da bir sokakta sayac- Ahmet F-r-nc-’nın adresini verdi; gidip onunla görü-ecektim. Ahmet F-r-nc- da (Dede Ahmet) ad olarak tan-diş-m eskilerdendi. Uzun süre Moskova’da kalm--, Merkez Komitesi üyesi olduğunu bildişim biriydi. Gittim. Kendimi tan-t-r tan-tmaz üst üste y---lm-- derileri att- yere, baş-na çömeldik kar--l-kl-; dükkâna al-- verişe gelmiş biriydim, arkam sokakta konuşuyorduk. Bir aksam geç bir saatte, Fatih Camii’nin arka kap-s-nda, Boz Mehmet’in beni bekleyece-ini söyledi. ürkek, tedirgin bir görünümdeydi konuşurken. Dede Ahmet F-r-nc-’nın söyledişi gün, saatte gittim bulu-ma yerine; kimsecişin bulunmadı-- karanl-k bir duvar dibinden çıkt- Boz Mehmet.”