Bizim en iyi yanımız insanlarımız; bence önemli olan da bu. İnsan makine yapabilir ama insan yapabilecek makine düşünemiyorum.
Altı tane küçük köpeğimiz vardı. Annem beş tanesini boğdu. Hepsine yetecek kadar süt bulamazmışız, öyle söyledi. Rene’nin yakında kızkardeşi olacakmış. Onların evinde de süt yokmuş. Herhalde Rene’nin kızkardeşini de boğacaklar. Ben küçükken evimizde çok süt vardı.
Ağlamayın Marie!
Gerektiği gibi, neşe içinde yaşamalı insan. Parası olduğu sürece şarkı söylemeli, dans etmeli, kafayı çekmeli. Ama insanca ölmeyi de bilmeli. Tavşanı yaraladığın zaman küçük bir çocuk gibi ağlar. Bir ağaç kestiğinde ses çıkarmadan devrilir. Ölümden korkmamak gerek. İnsan ödleğin biri değil, gerçek bir adamsa ölmek de bir iştir.
Onun gözünde çekmece gibiyim, kapıyor ve gidiyor. Döndüğünde herşey yerli yerinde
... güçlü olmamak bizim seçimimiz değildi ama gaddar olmayı kesinlikle onlar seçmişti.
Üzüntünün kışı, yerini sevincin yazına bırakacak. Buna güven. Tıpkı sabahın en parlak ışıklarının her zaman gecenin koyu karanlığını takip edişi gibi.
Geçmiş bir mezardır, hayatını bir mezarda yaşamanın anlamı yok. Her son yeni bir başlangıcın işaretidir. Yada başka bir ifadeyle gözünü dikiz aynasından ayırmazsan, hayatta hiç ilerleyemezsin.
Mezar başlarında en acı gözyaşları, söylenmemiş sözler, atılmamış adımlar için dökülenlerdir.