İstanbul’un karga-as- içinde sıradan bir yaşam süren -brahim, çocukluk arkada-- Hüseyin’in ölüm haberi üzerine doğdu-u kadim kent Mardin’e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılm--, Mardin’de başlay-p Amerika’da sona ermiş hayatın- ara-t-rmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdab-n içine çekilir, tutkuyla ve h-rsla gizemli bir kadının pe-ine dü-er.
Harese nedir, bilir misin- Develerin çölde çok sevdişi bir diken var. Deve dikeni yedikçe a-z- kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle kar---nca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama Aslında kendini öldürdü-ünü anlamaz. Kendi kanın-n tadından sarhoş olur.
Mardinli Hüseyin ile İŞ-D zulmünü misliyle yaşam-- Ezidi kız- Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesi... Livaneli okuru, sevda ile ac-nın iç içe geçtişi bir Ortadoğu gerçe-iyle bulu-turuyor.