Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramas-yla İstanbul’un derinliklerine inerken -ehrin büyülü, ama bir o kadar da ac-mas-z atmosferiyle bulu-turdu-u okuru sıra dı-- yolculu-a çıkar-yor.
2014 yılı Aral-k ay-nın son günleri… Yedi yıldızl- Konstantiniyye Oteli’nin aç-l-- günü ve erken bir yılbaş- kutlamas-… İstanbul’un seçkin, kalburüstü simaları, Sultanahmet’teki eski Bizans saray-nın k’ınalınt-ları üzerine yap-lan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler yok kiş Politikac-lar, belediye başkanları, Amerikan büyükelçisi, Fener Rum patrişi, ünlü gazeteciler, gazete patronları, televizyon “yıldızlar”-, eski ve yeni zenginler, büyük işadamları…
İstanbul’un yüzlerce yıldır yeralt-nda yatan ölüleri de davete çağr-lmadıkları halde arz- endam etmekte sakınca görmeyip bu cümbü-e dahil oluyorlar. Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonları, komileri, güvenlik görevlileri…
Velhas-l Konstantiniyye Oteli, Aslında binlerce yıll-k koskoca bir -ehir olarak çık-yor kar--m-za. De-işen, dönü-en, ama bar-ndırdiş- -iddet nedense aynı kalan bir -ehir…
(Tan-t-m Bülteninden)