Bir “kurtarıcı”nın gerçek yaÅŸamını dile getiriyor Márquez. Güney Amerika’yı Ä°spanyol Amerikası olmaktan kurtarmaya, bağımsız, özgür yeni bir Amerika yaratmaya kendini adamış bir generalin ya da artık bitmiÅŸ bir diktatörün, yani Simón Bolívar’ın ölüme giden yolculuÄŸunu, Magdalena Irmağı üzerinde yaptığı uzun ve son yolculuÄŸu anlatıyor. Bu uzun yolculuÄŸu, geriye dönüÅŸlerle, o benzersiz fantastik kurgu ve büyüleyici anlatımıyla iÅŸliyor.
Irmaktaki yolculuk boyunca ona talihsizliklerini anlatan eski kurtuluÅŸ ordusu askerlerine karşı öylesine cömert davranmıştı ki, Turbaco’ya geldiÄŸinde elinde bulunan maddi olanaklarının ancak dörtte biri kalmıştı. Dahası, eyalet yönetiminin dibi delik kasasında elindeki ödeme emrini karşılayacak kadar para olup olmadığını, ya da hiç deÄŸilse onu bir tefeciye havale etme olanağını araÅŸtırması gerekecekti. Hemen Avrupa’ya yerleÅŸebilmek konusunda, onca iyilik yaptığı Ä°ngiltere’nin minnettarlığına güveniyordu. Özlemlerine yaraşır bir dekor içinde, hizmetkârları ve en aza inmiÅŸ maiyetiyle birlikte yaÅŸamını sürdürmek içinse Aroa Madenlerini satma hayalinden baÅŸka umut yoktu.